6 Temmuz 1907’de Mexico City‘de dünyaya gelen Frida Kahlo‘nun bugün 110’nuncu yaş günü. Sadece 47 yıl yaşasa da geride bir çok miras bıraktı. Çeşitli zamanlarda çekilmiş fotoğraflarla günümüzde sanatın güçlü kadın simgesi olan Frida Kahlo’yu yeniden hatırlayım dedik.
#1 1907 yılında Mexico City‘de dünyaya gelen Frida Kahlo 6 Temmuz 1907 günü doğmuş olmasına rağmen kendisi doğum tarihini Meksika Devriminin gerçekleştiği 7 Temmuz 1910 günü olarak ilan etmiştir.
#2 Resim ve kadın denildiğinde kafasındaki çiçeklerle akıllara gelen, yaşadığı fiziki veya manevi acılarla rağmen hayata tutunmanın gerekliliğini anımsatan bir sanat ikonu Frida Kahlo.
#3 Yaşamını Meksika’ya adayan kült ressam altı yaşındayken geçirdiği çocuk felci nedeniyle bir bacağı engelli kalmıştır. Bu engeli nedeniyle Tahta Bacak Frida denilen ressam bu kötü lakabın üstesinden gelmiş dönemin en iyi okullarından olan Ulusal Hazırlık Okulu‘nda okumuştur.
#4 18 Yaşında geçirdiği trafik kazası ile hayatı değişen Frida Kahlo kazadan sonra tüm hayatı korseler, hastaneler ve doktor ile geçmiş. Omurgası ve sağ bacağında dinmeyen bir acıyla yaşayarak yaklaşık 32 kez ameliyat edilmiştir.
#5 Frida ölmesi beklenirken ayrılmış parçalarından yeniden bir bütün oldu. Bir aylık hastane sürecinde Frida‘nın yatalak bir hasta olarak kalacağı düşünülüyordu.
#6 Frida‘nın hastalığına karşı babasının da beli bükülmüştü. İşleri ve sağlığı kötüye gidiyor, kızının bakım masraflarını zola karşılıyordu. En son çareyi evdeki değerli eşyaların satmakta bulmuştu. Piyanosu ve kitapları hariç kızı için her şeyini sattı.
#7 Babası Frida‘ya bakmak için varını yoğunu ortaya koymuştu. Annesi ise Frida Kahlo‘nun kendisine bakmaktan vazgeçmemesi için tavana bir ayna yaptırmıştı. İlk başlarda parçalanmış bedenini görmek onun için derin bir acı olsa da daha sonralarda kendi resimlerini yapmak büyük keyif verecekti.
#8 Yattığı yerden sürekli resimler yapan Frida Kahlo ağrılarına rağmen vazeçmedi. Yaptığı ilk portresini ilk aşkı Alejandro‘ya hediye etti.
#9 Resim yapmak Frida’yı iyileştirdi. Renkler, uzuvlar ve portrelerle yeniden doğan Frida 1927 yılı itibari ile yeniden yürümeye başladı.
#10 Frida Kahlo yeniden hayata döndüğünde sanatını politikadan ayırmak istemiyordu. 1929 yılında Meksika Komünist Parti üyesi oldu. Çeşitli davetlere ve partilere katılıyor, mümkün oldukça amacını gerçekleştirmek için uğraşıyordu.
#11 Bu partilerden birinde fotoğrafçı arkadaşı Tina Modotti aracılığıyla o dönemin ünlü ressamı Diego Rivera ile tanıştı. O dönemin Meksikalı Michelangelo‘su olarak tanınan Diego Rivera‘ya ulaşmak onun resimleri hakkındaki fikirlerini öğrenmek istiyordu. Amacı gerçek olmuştu.
#12 Meksikalı Michelangelo Diego, Frida‘nın resimlerinden çok etkilenmişti. Frida Kahlo ise Diego‘ya aşık oldu. Zaman geçti ve fırtınalı aşk başlamıştı. Frida‘nın ailesinin tepkilerine rağmen bu çift 21 Ağustos 1929‘da evlendi. Düğünlerine aileden sadece babası geldi.
#13 İlişkilerinden kısa bir süre sonra evlenen çift birbirlerinin hem aşkı ve hemde yoldaşı oldular. Fakat zaman ilerledikçe Diego’nun başka kadınlara olan ilgisi ve ilişkisi artık Frida‘yı yormuştu.
#14 Frida bu yaşanılan aşk ve Diego için: “Hayatımda iki büyük kaza geçirdim; biri Diego’ydu ve diğerinde ise bir tren az daha beni öldürüyordu. Diego kesinlikle çok daha yıkıcıydı.” dedi.
#15 Frida Kahlo 1931 yılında, evliliklerini resmettiği bir tablo yaptı. San Francisco Kadın Ressamlar Topluluğu’nun yıllık sergisinde sanatseverlerin beğenisine sunulan bu tablo, onun bir sergide yer alan ilk tablosu oldu.
#16 Ne yaşanırsa yaşansın Frida için Diego her zaman özel ve önemli oldu. Onun için şunları bile yazmıştı:
Başlangıç Diego… Yapıcı Diego… Çocuğum Diego… Ressam Diego… Babam Diego… Oğlum Diego… Sevgilim Diego… Kocam Diego… Dostum Diego… Anam Diego… Ben Diego… Evren Diego…